No exact translation found for بئر جوفيّة

Question & Answer
Text Transalation
Add translation
Send

Translate Turkish Arabic بئر جوفيّة

Turkish
 
Arabic
related Results

Examples
  • Sihirli çubuk, sihirli çubuk, bana kuyunun yerini göster!
    يا ساحر المياه الجوفية يا ساحر المياه الجوفية أظهرلي البئر
  • Bu kuyudaki suyun, yerin altında bulunan bir gölden geldiğini söylerler... ...ve o gölün de büyülü özellikleri var.
    ،يُقال أنّ مياه البئر ،مصدرها بحيرةٌ جوفيّة .و لتلك البحيرة خصائصُ سحريّة
  • İçlerinden bir sözcü : " Yusuf ' u öldürmeyin , onu kuyunun dibine atın , kervanlardan biri onu ( görüp ) alsın ; eğer yapacaksanız ( böyle yapın ) , " dedi .
    قال قائل من إخوة يوسف : لا تقتلوا يوسف وألقوه في جوف البئر يلتقطه بعض المارَّة من المسافرين فتستريحوا منه ، ولا حاجة إلى قتله ، إن كنتم عازمين على فعل ما تقولون .
  • Nihayet onu götürüp de kuyunun dibine atmağa topluca karar verdikleri zaman biz , Yusuf ' a : " Andolsun sen onların bu işlerini , hiç farkında olmayacakları bir sırada kendilerine haber vereceksin ! " diye vahyettik .
    فأرْسَلَهُ معهم . فلما ذهبوا به وأجمعوا على إلقائه في جوف البئر ، وأوحينا إلى يوسف لتخبرنَّ إخوتك مستقبلا بفعلهم هذا الذي فعلوه بك ، وهم لا يُحِسُّون بذلك الأمر ولا يشعرون به .
  • İçlerinden bir sözcü dedi ki : " Eğer ( mutlaka bir şey ) yapacaksanız , öldürmeyin Yusuf ' u , onu kuyunun derinliklerine bırakıverin de bir yolcu kafilesi alsın . "
    قال قائل من إخوة يوسف : لا تقتلوا يوسف وألقوه في جوف البئر يلتقطه بعض المارَّة من المسافرين فتستريحوا منه ، ولا حاجة إلى قتله ، إن كنتم عازمين على فعل ما تقولون .
  • Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman , Biz ona ( şöyle ) vahyettik : " Andolsun , sen onlara kendileri , farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin . "
    فأرْسَلَهُ معهم . فلما ذهبوا به وأجمعوا على إلقائه في جوف البئر ، وأوحينا إلى يوسف لتخبرنَّ إخوتك مستقبلا بفعلهم هذا الذي فعلوه بك ، وهم لا يُحِسُّون بذلك الأمر ولا يشعرون به .
  • İçlerinden biri : " Yusuf ' u öldürmeyin , onu bir kuyunun derinliklerine bırakın . Böyle yaparsanız yolculardan onu bulup alan olur " dedi .
    قال قائل من إخوة يوسف : لا تقتلوا يوسف وألقوه في جوف البئر يلتقطه بعض المارَّة من المسافرين فتستريحوا منه ، ولا حاجة إلى قتله ، إن كنتم عازمين على فعل ما تقولون .
  • Yusuf ' u oturup bir kuyunun derinliklerine bırakmayı kararlaştırdılar . Biz ona , kardeşlerinin bu işlerini kendileri farkına varmadan haber vereceksin , diye vahyettik .
    فأرْسَلَهُ معهم . فلما ذهبوا به وأجمعوا على إلقائه في جوف البئر ، وأوحينا إلى يوسف لتخبرنَّ إخوتك مستقبلا بفعلهم هذا الذي فعلوه بك ، وهم لا يُحِسُّون بذلك الأمر ولا يشعرون به .
  • İçlerinden biri Yusuf ' u öldürmeyin demişti , mutlaka bir şey yapacaksınız bir kuyuya atın bari de gelip geçenlerden onu bulup alan olsun .
    قال قائل من إخوة يوسف : لا تقتلوا يوسف وألقوه في جوف البئر يلتقطه بعض المارَّة من المسافرين فتستريحوا منه ، ولا حاجة إلى قتله ، إن كنتم عازمين على فعل ما تقولون .
  • Sonucu onu götürüp kuyuya atmaya hep beraber karar verdikleri zaman ona , andolsun ki farkında bile olmadıkları bir anda şu yaptıklarını haber vereceksin onlara diye vahyetmiştik .
    فأرْسَلَهُ معهم . فلما ذهبوا به وأجمعوا على إلقائه في جوف البئر ، وأوحينا إلى يوسف لتخبرنَّ إخوتك مستقبلا بفعلهم هذا الذي فعلوه بك ، وهم لا يُحِسُّون بذلك الأمر ولا يشعرون به .